Cerrahların Geçici Süre de Olsa Meslekten Uzaklaştırılmasının Hukuka Uygun Olmadığına İlişkin Karar Adana Avukat

Cerrahların Geçici Süre de Olsa Meslekten Uzaklaştırılmasının

Hukuka Uygun Olmadığına İlişkin Yargıtay Kararı

Adana Avukat

T.C.
YARGITAY
ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ

Esas : 2019/12051

Karar : 2021/7032

Tarih  : 19.10.2021

Suç : Taksirle öldürme

Hüküm : TCK’nın 85/1, 62/1, 50/1-a-4, 52/2-4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Olay tarihinde sanığın özel ... Hastanesinde genel cerrahi uzmanı olarak görev yaptığı, 03.06.2013 günü 48 yaşındaki ...’ın karın ağrısı, şişkinlik, hazımsızlık, zaman zaman bulantı şikayetleri üzerine eşi ... ile birlikte sanığın çalıştığı özel hastanenin genel cerrahi polikliniğine gittikleri, sanık doktorun yaptığı muayene sonucunda, safra kesesinde taş olduğu tespit edilerek, hastaya laparoskopik kolesistektomi (safra kesesinin çıkartılması) ameliyatı için 05.06.2013 (çarşamba) tarihinde hastanın yatışı yapılarak sanık doktor tarafından ameliyata alındığı, 06.06.2013 tarihinde şifa ile taburcu edildiği, aynı günün gecesi hastanın karın şişliği, kabızlık ve ağrı şikayetlerinin artması üzerine tekrar hastaneye gittikleri, sanık doktorun hastayı gözlem odasına aldığı, filmini çektiği, laboratuvar tetkiklerini yaptırdığı, gece hastanede yatan hastanın durumunun iyi olduğu söylenerek taburcu edildiği, cuma sabahı yeniden hastanın nefes alamama ve karın şikayetleri üzerine aynı hastanenin acil servisine geldiği, doktorun yine film ve laboratuvar tetkikleri yaparak hastayı gönderdiği, en son cumartesi günü 08.06.2013 tarihinde hasta fenalaşınca akşam 21.00 sıralarında yine aynı doktora götürüldüğü ve akciğerinde su toplanan ve nefes almakta güçlük çeken hastanın yoğun bakım servisine yatırıldığı, pazartesi sabah 10.06.2013 tarihinde hastanın taburcu edildiği, aynı gün saat 11.00 gibi fenalaşan hastanın ambulans ile Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesine götürüldüğü, FM’de periton irritasyon bulguları saptandığı, abdominal BTde karın içi yaygın serbest sıvı olduğunun görüldüğü, acil serviste hastanın kusarak aspire etmesi nedeniyle entübe edildiği ve acil yatış verilerek aynı gün mide perforasyonuna primer onarım + omentopeksi ameliyatı yapıldığı, çekilen akciğer grafisinde özellikle sol lobda yaygın konsolide alanlar olduğu, satürasyonu düşen hastanın anesteziye danışıldığı, ventilatör ayarlarının değiştirildiği, göğüs cerrahinin hastaya fıberoptik bronkoskopi yaptığı, bronşlarda belirgin tıkanıklığa neden olan tıkaç saptanmadığı, hastanın 11/06/2013 saat 05.00, 06.00 ve 07.00 saatlarinde kardiak arrest geçirdiği, CPR ile geri döndüğü, 07.30’da tekrar arrest geçirdiği, uygulanan CPR işlemlerine yanıt alınamayarak saat 08:15 itibariyle exitus olarak kabul edildiği, yapılan klasik otopsi sonucu düzenlenen raporda ölümün laporoskopik kolesistektomi ameliyatına bağlı mide yaralanması ve gelişen komplikasyonlardan meydana gelmiş olduğunun tespit edildiği olayda;

Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 18/12/2013 tarihli raporunda hastaya eksploratif laporatomi yada laparoskopi yapılmamasının eksiklik olup maktülün ölümünde sanığın kusurlu olduğunun oybirliği ile belirlendiği, sanık ve müdafinin bu rapora itiraz etmesi sonucu dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderildiği, Adli Tıp Genel Kurulunun düzenlemiş olduğu 28.05.2015 tarihli raporunda 1. İhtisas Kurulu raporunu teyit eder nitelikte olduğu, “.... dikkate alındığında kişiye Dr. ... tarafından konulan tanı, yapılan ameliyat, ameliyat sonrası takiplerinde vital bulgular stabil olup şikayetleri olmayınca taburcu edilmesi uygun olduğu, şikayetleri üzerine hastanın aynı hastaneye 08/06/2013 tarihinde yatırılması, şikayetlerine yönelik yaptırılan tetkiklerde uygun olduğu, ancak toraks BT incelemesinde batında karaciğer çevresi ve parakolik alanda masif serbest sıvı izlenmesi, hastanın takibinde CRP 375, sedimantasyon 95 saptanması, kişide enfeksiyonun bulunduğu, ayrıca geliş şikayetleri de dikkate alındığında, hastaya eksploratif laporatomi ya da laparoskopi yapılmamasının eksiklik olduğu, bu nedenle Op. Dr. ...’nın kusurlu olduğu oybirliği ile mütalaa olunur...” ” şeklindeki raporunun oluş ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle, mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, hastanın takip ve tedavisinin sanık tarafından eksiksiz yapıldığına, hastanın şifa ile taburcu olduktan sonra başka bir sağlık merkezine götürülmesi nedeni ile sanığın eksploratif laporatomi ya da laparoskopi gerekip gerekmeyeceğini değerlendirmekten mahrum kaldığına, üniversitelerin Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığından CMK’nın 67/6. maddesine göre alınan mütalaaların hükme esas alınması gerektiğine, bu mütalaalarda verilen raporlarda, hastanın kusması ve kusmuğun akciğere kaçması (aspirasyon pnömonisi) sonucu ölümün gerçekleştiği, hastada var olan ülser sonucu midenin delinmesi ve delikten sızan mide içeriğinin akciğere kaçması sonucu meydana gelen ölümde sanığa kusur yüklenemeyeceğine, suçlu kabul edilse bile suç vasfında yanılgıya düşüldüğüne, görevi ihmal suçunu oluşturacağına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;

5237 sayılı TCK'nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği” aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği, sanık doktorun Cerrah olarak görev yaptığı, Cerrahların el yeteneklerini ve parmak reflekslerini kaybetmemek için mesleğin icrasından geçici süre olsa da uzaklaştırılmalarının hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmaması karşısında, Cerrah olan sanık doktorun geçici süre ile mesleğin icrasından uzaklaştırılmasına karar verilmesi;

Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından TCK'nın 53/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafların çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Corpus

Adana Arabulucu Bilirkişi Ebru Civelek Çetin